EPİKTETOS’UN HAYATI, ESERLERİ ve FELSEFİ GÖRÜŞLERİ - 4

f- Diğer Görüşleri :

Epiktetos, yukarıda konu başlıkları halinde verdiğimiz görüşlerinin dışında diğer fikirlerini çok kısa olarak açıklamaktadır. Bu görüşler özetle şöyledir:

1-Yapacağın her işte, girişmeden önce ne olacağını ve arkasından ne çıkacağını iyice düşün, ondan sonra işe kalk. Bu yolu tutmazsan yapacağın her harekette başlangıçta zevk duyarsın. Ama sonunda rezalet kendini gösterince utanç içinde kalırsın

2-Olabildiği kadar sus ya da, kaçınılmaz sözleri söyle ve az kelimeyle söyle. Ara sıra konuşman gerekir. Bu durumlarda bayağı konulardan söz açma. Özellikle yerme, övme ve karşılaştırma için tanıdığın kişileri ele alma.

3-Becerebilirsen dostlarının konuşmalarını sözlerinle düzelt ve ahlaka uygun konulara çevir. Eğer yabancılar arasında isen hiç ağzını açma.

4-Uzun zaman, sık sık ve kahkahalarla gülme.

5-Zorlanmazsan hiçbir zaman, hiçbir şey için yemin etme. Zorlanınca olabildiği kadar az yemin et.

6-Evinden dışarıda yemek yeme ve bütün ziyafetlerden kaçmağa çalış. Ama olağanüstü bir sebep seni zorlarsa, ayaktakımı gibi davranmamak için, bütün dikkatini kendi üzerinde topla.

7-Gücünü aşan rolü üzerine alırsan, bu rolü iyi oynayamadığın gibi yapabileceğin rolü de bırakmış olursun.

8-Bir kere sınırı aşan için artık sınır yoktur.

9-Biz ancak elimizde olana hakimiz ve bütün karşımıza çıktıkları gibi almağa mecburuz.

10-Hayvanlarla ortaklaşa sahip olduğumuz bir gövde ve Tanrılarla ortaklaşa sahip olduğumuz bir ruh. Bazı insanlar birinciye, bazıları ikinciye düşkündürler. Onun için bir takım insanların düşünceleri soyludur. Sayısı çok olan öbürlerinin de düşünceleri bayağıdır.

11-En çok göze çarpan gerçeklere inanmayanlarla tartışma neye yarar? Bunlar insan değil taştırlar.

12-Özgürlük ile delilik birlikte bulunmazlar. Özgürlük yalnız güzel değil aynı zamanda akla uygun olan bir şeydir. Özgürlük olayların senin hoşuna gittiği gibi gelmesinde değil, ama olduğu gibi gelmesindedir.

13-Ben niye böyle bir ana ve babadan doğdum? Doğmadan önce filancanın filanca ile evlenmesini ve benim onlardan doğmamı istiyorum demek elinde mi idi? Doğuşun uğursuz oldu ise bunu erdem ile düzeltmek senin elinde değilmidir?

14-Hiçbir gücün yıkamayacağı adam, inançlarında dayanıklı ve elimizde olmayan her hangi bir şeyin kendisini sarmasına göz yummayandır. O bana göre bir atlettir.

15-Bütün insanların benimsedikleri anlamlar vardır. Kavgalar, karışıklıklar, savaşlar nereden çıkıyor? Bu ortaklaşa anlamların özel olaylara uygulanmasından. Adalet ve iç temizliği şüphesiz her oluştan üstündür.

16-Senin olanı iyice koru ve başkasının olanı isteme. Böyle davranırsan hiçbir aksilik mutluluğuna engel olamaz.

17-Kendime düşkünsem varlığa bağlı isem ben yok olmuşumdur, artı esirim demektir. Böylelikle nereden elde edilebileceğimi, vurulacağımı belli etmişimdir.

18-Bir taşa küfret, neye yarar? O seni duymaz. Onun için taşa benze, sana söylenen küfürleri duyma.

19-Körlere ve topallara acıyorsun. Niçin kötü insanlara acımıyorsun? Onlar da başkalarının topal ve kör olmaları gibi kötüdürler.

20-İnançlarımızın ölçü ve kanunu davranışlarımızdır.

21-Güven yalnız elinde olan şeylere, ihtiyatıda elinde olmayan şeylere uygula. Böylece hem ihtiyatlı, hem de güvenli olursun. Çünkü gerçek yıkımları ihtiyatla uzaklaştırarak, korkusu altında bulunduğun uydurma belalara cesaretle karşı koyacaksın. İnsanların yıkılışı her vakit ihtiyatlarını, güvenlerini kötü ve yanlış kullanmaktan gelir.

22-Kadınlar orta malıdır. Bu tabiatın kanunudur diyenlere: “Sofraya konan etlerde önce ortaklaşadır. Ama tabaklara dağıtıldıktan sonra komşuna düşeni tabağından almağa kalkarsan bütün soyluluğunu, utanmanı kaybetmiş olursun. Tiyatro da bütün vatandaşlar için ortaktır. Ama yerler tutulduktan sonra oturmak için komşunu ne yerinden kaldırmağa davranır, ne de kaldırırsın. Kadınlar da böyledir. Kanunu yapan onları dağıttıktan ve her biri kocaya gittikten sonra, kendi karını bırakıp komşunun karısını almağa kalkman doğrumudur? Bunu yaparsan sen bir adam değil, bir maymunsun ya da bir canavarsın.”

23-Ben süresiz değilim bir insanım. Saat günün bir parçası olduğu gibi, ben de bütünün bir parçasıyım. Saat gelip geçer ben de gelip geçerim. Geçip gitme şekli önemli değildir. İster sıtma ile, ister su ile boğulma olsun, hepsi eşittir.

Sonuç olarak denilebilir ki: Epiktetos, Epicur’ün düşüncesine kendi ahlaki anlayışına göre gayr-i ahlaki olduğu için karşıdır ve o düşünceye ciddi eleştiriler yöneltmiştir. Zaman zaman “Ey Ahmak!” gibi ifadeler kullanarak karşıtlığını ifade etmekten de çekinmemiştir. O, Sokrates ve Diogenes’in fikirlerini ise genelde benimsemektedir.

Epiktetos, öğüt verirken genellikle ölümü örnek verir ve mütevazı olmayı savunur. Bu durum onu tam bir tevekkül insanı yaparak olayların gidişatını kadere bırakmaya yönelerek kendisinin dünya malına ilgi duymamasını sağlamaktadır. O, insanın dünyanın gidişatından kendisini ayıramadığına göre yapılacak iş, onun gidişini olduğu gibi benimsemek olduğunu belirtmektedir. Bu durum ona göre kişiyi gereksiz sıkıntı ve tedirginlikten de kurtarır. Epiktetos’a göre en önemli erdem bilgeliktir ve insan için iyi olan tek şey iradedir.

1 |2 |3 |4

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP