Beşir FUAD (1852-1887)

Meşrutiyet Dönemi materyalist düşünürlerinden biri de Beşir Fuad’dır.[50]Materyalist görüşü benimsemeleri sebebiyle Abdullah Cevdet, Baha Tevfik, Ahmet Nebil, Celal Nuri, Beşir Fuad’ın izleyicileri olarak görülmüşlerdir.[51]

1852 yılında doğar. Babası, Hurşid Paşa’dır. Fatih Rüştiyesi, Halep Cizvit Mektebi, İstanbul Askeri İdadisi (1871), Mekteb-i Harbiye’yi (1873) bitirir. Sultan Abdulaziz’e yaver olur. 1875-76 Sırp savaşına, 1877-78 Rus savaşlarına, 1877-78 Girit isyanını bastırma harekâtına katılır. [52]

1883’ten başlayarak yalnızca yazıyla ilgilenmek üzere askerlikten istifa eder. Fransızca, İngilizce ve Almanca bilen Beşir Fuad çok sayıda çeviri yapar. Bu dillerdeki okumalarının büyük yararı olur.[53]

Beşir Fuad, materyalizmden ziyade pozitivizme eğilimlidir. Beşir Fuad’a göre, tek hakikat vardır, o da tecrübedir. Tecrübe edilemeyen ve gözlenemeyen bir şey ise, hayalden başka bir şey değildir. Beşir Fuad, pozitivizmin kurucusu Comte’un ve ardıllarının hemen hemen tüm eserlerini okumuş, benimsemiş ve hatta Fazlı Necib’e yazdığı mektuplarda bu eserleri önermiştir.[54] İsimlerini taktirle zikrettiği filozofların 18. yüzyıl ait olanlarının (Voltaire,Diderot, D.Alember , Le Mettrie ) çoğu materyalist veya Deist, 19.yüzyıldakilerinin ise (A Comte, Emile Zola ,Claud Berdnard, Harbert Spencer, George Henry Lewis ) tamamı pozitivisttir.[55]

Materyalist fikirleri çağdaşı Alman filozofu L. Büchner’in etkisi altındadır. Büchner, Madde ve Kuvvet adlı kitabında, hayatın maddede kendi kendine oluştuğunu ayrıca bir hayat kudreti bulunmadığını, güç ve maddenin farklı bakış açılarından görülen bir ve aynı şey olduğunu ifade etmiştir. [56]

Pozitif bilimlerin verileri üzerine kurulu bir felsefe anlayışını benimseyerek metafiziği reddeden Beşir Fuad’a göre, metafizik bilim olmadığı için metafizikle ilgilenmek insanı fenden ve ilimden uzaklaştırır. Türkiye’de ilk defa bu denli geniş bir biçimde pozitivizm ve pozitivizmin edebiyat alanına uygulaması olan natüralizmden söz edip, bu fikirleri tam olarak benimsediği için ilk Türk pozitivisti unvanını alır.[57]

Beşir Fuad, Hristiyanlığı örnek alarak din kavramına tümden karşı çıkmış ve böyle bir kurumun olmaması gerektiğini savunmuştur. [58]

Namık Kemal'i dahi hafife alarak yazdığı yazıları nedeniyle Osmanlı basınında fazla destek bulamadıysa da Ahmet Mithat Efendi tarafından savunulmuştur. Kendi ifadesine göre annesi gibi sinir hastalığı sonucu ölmek istemediği için bileklerini keserek intihar etmiştir. Ancak ölüm sırasında hissedilenleri bilimsel bir gözlem olarak kaydetmeyi de amaçlamış, arkasında birkaç satırlık bir tasvir bırakmıştır. Bu metin ve intiharıyla ilgili mektupları Ahmet Mithat Efendi Beşir Fuad isimli eserinde yayınlamıştır. [59]

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP