Anarşizme dair yanlış fikirler - 2

Devrimden Sonra

Toplum birbirine kenetlenmiş sayısız koperatif işçi ağlarıdır; ve şu anda kullanılışlı bir şekilde işlemekte olan derinlere kök salmış tüm kurumlar, insanoğlunun varolmasının bizzat kendisinin bu içsel uyum'a bağlı olması gibi basit bir gerekçeyle işlemeye devam edeceklerdir. Bu asla kimse tarafından sorgulanmamıştır. Gerekli olan [şey] toplumun üzerinde yer alan tüm otoriter kurumlardan, ve örgütlerin bizzat kendi içlerindeki otoriterlikten kurtulmaktır. Her şeyin ötesinde, [örgütler] devrimci ruh ve insanların yaratıcı kapasitelerine olan güven ile aşılanmış olmalıdırlar. Kropotkin anarşizmin sosyolojisi üzerine çalışmakla, yoğun bir şekilde devletin kontrolü için yeni alanlar planlamakla meşgul olan bilim adamlarınca büyük ölçüde ihmal edilmiş olan, yeni verimli bir araştırma sahasını açmış oldu.

Anarşistler esas olarak devrim sonrasında herhangi bir ülkenin karşılaşabileceği toplumsal dönüşümün acil sorunlarıyla ilgilenmekteydirler . İşte bu nedenle anarşistler, anarşist yazar-devrimci Errico Malatesta'nın "yeniden organizasyon ve geçiş dönemi" olarak adlandırdığı dönem boyunca ortaya çıkması muhtemel olan acil sorunları çözecek önlemler geliştirmeye çalıştılar. Bazı önemli sorunlar hakkında Malatesta'nın tartışmalarının özeti aşağıdaki gibidir.

Anarşizmin tam anlamı ile gerçekleşeceği, ve nihayet kitlelerin anarko-komünizme ikna olacağı ve kendilerini adayacağı uzak bir --belki bir yüzyıl, belki de daha fazla [uzaktaki]-- geleceğe ertelenerek, can alıcı sorunlardan kaçınılamaz. Eğer daha gerçekçi ve vicdansız otoriterler gücü ele geçirirken, "işe yaramaz ve aciz şikayetçiler" rolünü oynamak istemiyorsak, biz anarşistler kendi çözümlerimize sahip olmalıyız. Anarşiyle ya da anarşi olmadan, insanlar yemek yemek ve yaşamın gereksinimlerini karşılamak zorundadırlar. Şehirlere tedarik sağlanmalı ve hayati hizmetler kesintiye uğratılmamalıdır. Hizmetler ne kadar yetersizce sağlanıyor olsa da, daha iyi bir örgütlenme sağlanmadıkça ve bu sağlanana kadar, insanlar kendi çıkarları [gereğince] bu hizmetlerin kesintiye uğratılmasına izin vermeyeceklerdir; ve bu hemen bir günde başarılamaz.

Daha geniş bir ölçekte anarşist-komünist bir toplumun örgütlenmesi, ancak maddi koşullar el verdikçe; ve kitleler kazanılan faydalar konusunda kendi kendilerini ikna ettikçe ve yaşam tarzlarındaki radikal değişimlere psikolojik olarak alıştıkça, yavaş yavaş başarılabilir. (Malatesta'nın anarşizmle eşanlamlı olarak kullandığı) özgür ve gönüllü komünizm yukarıdan dayatılamayacağı için, Malatesta diğerlerini sömürmemek koşulu ile farklı ekonomik biçimlerin --kolektivist, karşılıkçı, bireyci-- birarada olmasının gerekliliğini vurgular. Malatesta başarılı liberter kolektiflerin ikna edici örneklerinin, "diğerlerini de kolektivitenin yörüngesine çekeceğinden [emindi] . . . kendi adıma, toplumsal soruna tek "bir" çözüm olduğuna inanmıyorum; aynen toplumsal varoluşun zamanda ve mekanda farklı olmasındaki gibi, binlerce farklı ve [devamlı] değişen çözümün [olduğuna inanıyorum]." (Errico Malatesta,Life and Ideas, düzenleme Vernon Richards, Freedom Press, Londra, s. 36, 100, 99, 103-4, 101, 151, 159).


"Saf" Anarşizm Bir Ütopyadır

"Saf" anarşizm, anarşist yazar George Woodcock tarafından "resmi bir organizasyona ihtiyacı olmayan, görünmez kişisel ilişki ağları ve entelektüel etkiler sayesinde anarşist propagandayı yürüten, gevşek ve esnek karşılıklı ilgi grupları [ing. affinity group]" olarak tanımlanıyor. Woodcock "saf" anarşizmin anarko-sendikalizm gibi kitle hareketleriyle uyuşmaz olduğunu öne sürüyor, çünkü onlar [kitle hareketleri], "sadece kısmen anarşist ülkülerle yönetilen bir dünyada hareket ettikleri için, istikrarlı örgütlenmelere [ihtiyaç duyarlar] . . . ve günlük koşullara göre ödünler verirler . . . [Anarko-sendikalizm], anarşizmin nihai hedefi hakkında ancak uzaktan bilgili olan [emekçi] kitlelerinin bağlılığını sağlamalıdır." (Anarchism, s. 273-4).

Eğer bu açıklamalar doğruysa, anarşizm Ütopya'dır; çünkü herkesin "saf" anarşist olacağı bir zaman asla olmayacaktır; çünkü insanlık daima "günlük koşullar [yüzünden] ödünler" vermek zorunda kalacaktır. Bu anarşizmin "karşılıklı ilgi gruplarını" dışladığı anlamına gelmemelidir. Aslında [tam tersi doğrudur], çünkü bireysel destekçilerinin dalgalanan heves ve hayallerine göre kurulan, dağıtılan ve tekrar oluşturulan sayısız çeşitlilikteki gönüllü örgütlerin [varolması], özgür bir toplum için olmazsa olmaz bir koşulu oluşturan bireysel tercihleri yansıtmaktadır.

Ama anarşistler üretim, dağıtım, iletişim, değişim ve diğer olmazsa olmazların, bugünkü modern, karşılıklı bağımlı dünyamızda dünya-ölçeğinde koordine edilmesi gerektiğinde; mutlaka "istikrarlı" organizasyonlar tarafından sunulmaları gerektiğinde ve bireyin dalgalanan [devamlı değişen] heveslerine terk edilemeyeceğinde ısrar ederler. [Bunlar] eğer kolektif emeğin faydalarından yararlanmayı umuyorlarsa, her sağlıklı [ing. able-bodied] bireyin yerine getirmesi gereken toplumsal yükümlülüklerdirler. Bu tip anarşistçe örgütlenmiş, olmazsa olmaz "istikrarlı" birliklerin [ing. association] birer sapma olmadıkları aşikardır [ing. axiomatic]. Onlar geçerli bir toplumsal düzen olarak anarşizmin özünü oluştururlar.


Özgürlük Yolunun Planlanması

Anarşistler, içinde büyüdükleri adaletsizlikleri ve eskimiş alışkanlıkları, "devrim sabahı" mucizevi bir şekilde üzerlerinden atacak mükemmel insanlardan oluşan bir mükemmel bir toplumun tesis edileceğini umacak kadar naif değildirler. Biz nihayetinde dünya üzerinde cennetin kurulacağı uzak bir gelecekte toplumun nasıl olacağını tahmin etmekle ilgilenmiyoruz. Ama, her şeyden öte biz insan gelişmesinin yönelimi [yönü] ile ilgileniyoruz. "Saf" anarşizm yoktur. Sadece toplumsal yaşamın gerçeklerine anarşist ilkelerin uygulanması vardır. Anarşizmin tek amacı toplumu anarşist bir yöne sevk etmektir [yönlendirmektir].

Görüldüğü üzere anarşizm inanılabilir, pratik bir toplumsal örgütlenme rehberidir. Aksi takdirde yaşayan bir güç olamaz, Ütopist rüyalara mahkum kalır.

1 - 2

  • Gizlilik Politikası ve Şartlar
  •   © 2007

    Back to TOP